Yürü ya İzmir: Yeşil Link

İzmir Kalkınma Ajansı‘nın önderliğinde gerçekleştirilen ve boşa para ve zaman israfı olduğu düşünülen EXPO ve şehir marka şehir projeleri yavaş yavaş meyvelerini vermeye başladı! Markalaşma süreci sayesinde İzmir’imiz geçmişine baktı. Kim olduğunu ve Türkiye’de oynadığı öncü rolü hatırladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Valiliği ve İzmir Ticaret Odası, gelecekte de bu göreve devam etmeye karar kıldı. Zaten şehirler için markalaşmanın en önemli getirisi logo değildir. Ortak vizyondur! İzmir aynada kendi yansımasını gördü!

Buna ek olarak EXPO adaylığımız sayesinde de İzmir camdan dışarı baktı. İnsanlığın temel ihtiyaçlarını saptadı. Kendisine çok yakışan sağlık temasını benimsedi. Belki EXPO’yu alamadık. Ama bu süreçte İzmir’in sağlıklı bir şehir olması konusunda kamuoyu bilinçlendi.

İçinde sağlık barındıran her konuda Türkiye’nin öncü şehri olabiliriz. Tek yapmamız gereken sağlık dediğimizde kastettiğimizin fiziksel sağlık ve hastaneden daha geniş ve zengin bir kavram olduğunu unutmamak. Şehir yaşamının bir de ruhsal sağlık tarafı var. İşte size ilginç bir örnek.

İngiltere’de altı yıl süren ve bin kişi ile yapılan bir araştırma sonucunda, ‘parka yakın bir eve taşınanların’ ruhsal sağlıklarının ilerlediği tespit edilmiş. Bunun tam tersi de doğru: Yeşil alanlardan uzaklaşıp kendini beton binaların arasına hapsedenlerin ruhsal sağlıkları bozulmuş. Nasıl böyle bir şey olabiliyor?

Bunun bir sebebi elbette doğaya yakınlık. Ancak gizli bir neden daha var: Yürüyebilmek! Bilim adamlarına göre yürümek sadece fiziksel sağlığımızı geliştirmiyor. Aynı zamanda ruhsal sağlığımıza da iyi geliyor! Her gün düzenli olarak yürüyen (oradan buraya koşuşturan değil) insanlar daha mutlu ve daha yaratıcı oluyorlar, kendilerini daha enerjik hissediyorlar. Hatta yürüdüğümüz zaman ‘beynimizin hafızadan sorumlu bölgesi olan hipokampus’ büyüyor! Belli bir yaşın üzerindeki insanlar, yürüdükleri sürece daha az hafıza kaybediyorlar. Bu yüzden eğer Türkiye’nin en sağlıklı şehri olacaksak, ilk olarak en yürünebilen şehri olmalıyız.

İzmir olarak ilginç bir şekilde şanslıyız, çünkü Türkiye şehircilik konusunda Kuzey Amerika’yı 50 sene geriden takip ediyor! Onların yaptığı ve şu anda düzeltmek için bin bir dereden su getirdiği bir çok sorun, ‘hızla büyüyen Türk şehirlerinde’ çözüm olarak görülüyor. Şehri AVM’lerle donatmak, otobanlar inşa etmek, her yere arabayla ulaşabilmek ve çevresi güvenlik duvarı ile örülü sitelerde yaşamak… Tabi tüm bunlar Türkiye’ye has sorunlar değil. Geçmişte bu yollardan geçen Çili’de bugün halkın %65’inin kilo fazlası var. İzmir, bu gibi evrensel sorunlara doğru çözümlerin tartışıldığı ve uygulandığı platform olabilir. Bu, hem EXPO hayalimizle, hem de İzmir’in DNA’sına işlemiş olan öncü kafa yapısı ile örtüşüyor. Çözüm aslında gözümüzün önünde.

Bir düşünün. Hafta sonunda İzmirliler ne yapar? Nereye giderler? İzmir’in en canlı yerleri nereleri? Cevap tabi ki de körfez çevresi. Bunun sebebi kilometrelerce yürünebilecek alan olması. Uygulamamız gereken formül elimizde mevcut. Tek soru şu: Körfez çevresindeki yürüyüş bandını nasıl şehir geneline yayabiliriz? Cevap için Los Angeles’a gidelim…

Los Angeles, belki de dünyanın yaşamaya en elverişli havasına sahip. Öte yandan kent otomobiller için planlamış! LA dünyanın belki de en yaygın şehri. Hal böyleyken insanlar sokakta dolaşamıyor. Bu sorunu aşabilmek için zamanında bir plan önerilmiş: Kentin tüm parkalarını birbirine bağlayalım! Tüm yeşil alanlar harita üzerinde belirlenmiş. Sonra da bu mekanlar arasındaki bazı yolların tamamen yayalara tahsil edilmesi öngörülmüş. Böylece aynı bizim körfez çevresi gibi, ‘kilometrelerce kesintisiz yürüyüş yollarına’ kavuşabilmek hedeflenmiş.

This slideshow requires JavaScript.

Ne yazık ki otomobil lobisinin baskıları yüzünden LA bu planı hayata geçirememiş. Benzer girişimler Singapur ve İngiltere’de yapılmakta. Türkiye’ye dönersek, Yeşil Link projesini İzmir başarabilir! Pilot bölge olarak Karşıyaka veya Bornova seçilebilir. Mevcut yeşil alanları bağlayan yollar incelenir. En makul olanları yayalara ve bisikletlilere tahsis edilir. Bu sayede hem daha yürünebilen bir kent yaratmış oluruz. Hem İzmirlilerin ruhsal sağlığını geliştiririz. Hem de öncülüğümüzü bir kez daha kanıtlamış oluruz.

2 Replies to “Yürü ya İzmir: Yeşil Link”

Leave a Reply

%d bloggers like this: