Tehlikenin farkında mısınız?

Ülke olarak yerel seçimler, skandallar ve kavgalara odaklanmışken, öncülerin şehri İzmir’i, ufukta büyük bir tehlike bekliyor: kolektif yaratıcılığımızın körelmesi… Gelecek bilimci ve oyun tasarımcısı Yeşim Kunter, durumun ciddiyetini, İzmir’de yaptığı bir atölye sırasında fark etmiş. Başından geçenleri, Yeşim’in ağzından dinleyelim:

‘İzmir’de, oniki yaşında çocuklara oyun oynatmam istendi. Önlerine, rastgele malzemeler koydum ve onlardan bir gemi yapmalarını istedim. Çocuklar donup kaldılar! Ne yapacaklarını bilemediler. Devamlı soru sordular, yönlendirilmeyi beklediler. Oysa o yaştaki çocukların uçsuz bucaksız hayal gücüne sahip olmaları gerekir. Bu olay, ezbere dayalı eğitim sistemimizin, otoriteyi sorgulamamayı öğütleyen Türk kültürünün ve çocukları sürekli övgüye alıştıran ebeveynlik anlayışımızın, çocukların hayal gücünü öldürdüğünün bir ispatı.’

Bu elbette sadece bize mahsus bir sorun değil. Konuyla ilgili bir araştırmaya göre 3 yaşındaki çocukların %98’i ileri düzeyde yaratıcılık özellikleri barındırırken, bu oran 25 yaşındakilerde %2’ye düşüyor! Problem bizi aşsa da, birazdan değineceğimiz gibi bu konu İzmir için bir ölüm kalım meselesi.

Bir gelecek bilimci olan Yeşim’e göre insanlık, Bilgi Çağı’nı geride bıraktı ve Tasarım Çağı’na girdi. İnternet’te ölene kadar tüketemeyeceğimiz kadar bilgi var. Yeşim, Tasarım Çağı’nın yıldızların, bunca bilgi içinde kaybolmadan yorum yapabilen, hiçbir yönlendirmeye ihtiyaç duymadan büyük resmi görebilen ve detaylara boğulmadan yaratabilen kişiler olacağını söylüyor. Düşünürsek, aslında insanlığın tarih boyunca ‘hayal gücü yüksek insanların’ omuzlarında yükseldiğini görürüz.  ‘Çocuklarınızın zeki olmalarını istiyorsanız, onlara masal okuyun’ der Albert Einstein. Şimdi işin İzmir’le alakalı kısmına gelelim…

İzmir, öncülerin şehri. Ne işle uğraşırsa uğraşsın, ‘çevresinde yapılmayanı yapmak’ İzmirlinin ruhunda var. 70’li yıllarda Türkiye’de organik tarımın temeli Bornova’da atılmış. Türkiye’nin ilk dedektiflik bürosu ve ilk PR firması hep İzmir’de açılmış. İzmir’in gelecek 100 yılı için, bu ‘merak eden, sorgulayan ve daha önce yapılmayanı yapan’ kafa yapısının korunması, otoyoldan, hızlı trenden, kanalizasyondan daha önemli! İzmir olarak en büyük silahımız olan öncü ruhumuzun körelmesine izin veremeyiz. Yeşim, basit, ucuz, kolayca uygulanabilir ama bir o kadar da etkili bir çözüm öneriyor.

İlk aşamada Belediye’nin, kendisine ‘içinde oyun oynanabilecek’ bir atölye alanı tahsis etmesini istiyor. Tek ihtiyacı olan, rahatça oyun oynanacak bir alan. Bunun için en uygun gördüğü yer ise Kültürpark. Yeşim’e göre İzmir için Kültürpark’ın kültürel görevi, en az rekreasyonel görevi kadar önemli! İkinci aşamada, İzmir’de fabrikası olan firmaların ‘kullanılmayan ürünler’ göndermesini istiyor. Örneğin, BİSAN, hatalı üretilmiş bisiklet zincirleri verecek, TAT Gıda bir kaç koli makarna bağışlayacak, CMS kırık jantlar yollayacak. Bu şekilde, rastgele yüzlerce değişik ürün toplanacak. Son aşamada ise Yeşim, hayal gücünü zenginleştiren, yaratıcılığı arttıran, belirsizliklerle dolu bir ortamda doğru karar verme yeteneğini güçlendiren oyunlar yaratılacak. Sonuçta birçok uluslararası firma, Yeşim’i bu tarz atölyeler için görevlendiriyor. Bu mekanın kapıları, önce çocuklara, daha sonra da sektöründe yenilik yapmaya çalışan tüm İzmirli şirketlere ve liderlere açılacak.

Yeşim’e göre, İzmir’in gelecek nesillerinin ‘yönlendirilmeye ihtiyaç duymadan doğru karar verebilmesi’, şehir için hayat memat meselesi. Bu tarz insanların, inovasyon gerektiren konularda parladığını söylüyor. İnovasyon ise katma değer yaratmanın en garanti yolu! Sonuçta, Paris’te 3 yıldızlı Michelin restoranında yüzlerce avro para harcamanızı sağlayan da, organik bir domatese normalin 3 katı fiyat ödeminizi sağlayan da yaratıcılık. Unutmayın: Öncüler, yaratıcı olurlar. Yaratıcı yeni nesiller yetiştirmek, daha inovatif İzmirli firmalar yaratmak ve İzmir’im öncü kültürünü yaşatmak için Yeşim’e kulak vermekte fayda var.

540-698 Dovercourt Rd, Toronto, ON, Canada

Leave a Reply

%d bloggers like this: