İzmir Pazarlama Platformu’nun yaptığı kapsamlı araştırmalar sırayla yayınlanıyor. Yapılan durum değerlendirmesinde iş adamlarına göre kentin iki büyük sıkıntısının İzmir’in yatırım merkezi olarak algılanmaması ve kalifiye işgücünün eksikliği olduğu görülüyor. Tanıtım yapmak kısa vadede fayda getirebilir. Ancak asıl çözüm gelecek nesillere yatırım yapmaktan geçiyor. Bu konudan hareket ederek bu ay İzmir’imizin ithal etmesi gereken bir markadan bahsedeceğim: Montreal Bilim Merkezi.
Montreal bizim elimizden kaçırdığımız EXPO’yu 1967 yılında yapmış. Şehri bilen herkesin dediği ortak şey, Montreal’in EXPO sayesinde fiziksel ve zihinsel büyük bir atılım yaptığı. Bu sebeptendir ki 2007 yılında, serginin 40. yıldönümünde, Montreal hala EXPO’yu kutluyordu. EXPO düzenlemek o kadar hoşlarına gitmiş ki, 1987’den 1995’e kadar her yıl EXPOTEC adı altında bir bilim ve teknoloji sergisi düzenlemişler. Bu sergilerin gördüğü ilgi üzerine devlet temelli bir sergi açmaya karar vermiş ve belediye ile anlaşmış. Bir liman kenti olan Montreal’de özellikle tarihi şehrin olduğu bölgede aynı Konak Pier büyüklüğünde bir çok “pier” var. Belediye yaklaşık 15 sene önce harap bitap haldeki bu bölgeyi ele almış ve burayı kentlilerin zaman geçirebileceği bir alana çevirmiş. Kentliler burada hep beraber bisiklete biniyor, sayısız etkinliklere katılarak eğleniyor. Ancak aileleri liman bölgesine çekin asıl mekan, İzmir’imize çok yakışacağını düşündüğüm, Montreal Bilim Merkezi.
Gözlerinizi kapatın ve Konak Pier büyüklüğünde bir bina düşünün. Giriş ücretsiz. Tasarım olarak son derece modern ama bir o kadar renkli ve cıvıl cıvıl. Uzun koridorun sonunda dev bir IMAX sineması var. Çocuklar burada uzay konulu 3 boyutlu belgeseller izliyorlar. Hemen yanınızda Neuron isimli bir oyuncakçı dükkanı var. Burada “Neden benim çocukluğumda böyle şeyler yoktu?” dedirten, hayal gücünüzün sınırlarını zorlayan ama 15 lirayı da geçmeyen oyuncaklar var. O kadar ilginç şeyler var ki neredeyse çocuğunuza değil kendinize oyuncak bakıyorsunuz. Ama herkesin kuyrukta beklediği asıl aktivite, birbirinden ilginç, bazıları da ücretli olan, interaktif sergiler. Sağınızda hayata geçirilmiş “Zihni Sinir Projeleri” var. Az ileride bugünün çocukları, geleceğin bilim adamlarına para kazanmanın yollarını öğreten “kariyer merkezi” var. Üzerinde yetişkin bir gergedanı taşıyabilen camların sergisi üst katta. Bunun gibi sayısız sergi mevcut. Ancak Montreal Bilim Merkezi’ni, lokantasında müzesinden daha fazla müşterisi olan İstanbul Modern ile karıştırmayın. Montreal Bilim Merkezinin her santimetrekaresi özel olarak tasarlanmış. Merkezi bir müze değil de bir marka yapan onu tasarlayan ve yaşatan özel zihniyet. Amaç çocukların hayatı sorgulamalarını ve kendilerine sunulan dogmaları olduğu gibi kabul etmemelerini teşvik etmek. İşte, Disneyland değil böyle bir merkez kuracak zihniyetin İzmir’de var olduğuna inanıyorum.
Yukarıda anlattıklarıma bakarak, devletin sadece çocuklar öğrensin diye Montreal Bilim Merkezi’ni kurduğunu sanabilirsiniz. Ancak burada amaç çok farklı. Devlet bu merkez aracılığı ile Kanada markalarını ve özellikle yerel teknolojileri dünyaya tanıtıyor. Yukarıda bahsi geçen IMAX sinemaları aslında bir Kanada markası. Metal yapılar sergisini düzenleyen ise dünyanın en büyük aluminyum üreticisi, merkezi Montreal’de olan, Rio Tinto Alcan. Bu firmalar ilginç sergilerle hem çocukları eğitiyorlar, hem de kendi teknolojilerinin tanıtımını yapıyorlar. Aynı şekilde devlet bu merkezi kullanarak hem çocuklara bilimi sevdirerek yeni nesilleri eğitiyor, hem de yerel markaların kendilerini tanıtmaları için bir platform yaratıyor.
Şimdi de İzmir Bilim Merkezini hayal edelim. Çocuklarınız İzmirgaz’ın desteklediği sergide gazın nasıl enerjiye dönüştüğü hayranlık verici bir şekilde öğreniyor. İZSU için çalışsan Ajan 00H2O çocuklara su konusunda tutumlu olmanın yollarını öğretiyor. Üst katta Çimentaş sergisi İzmir’in mimari harikalarını interaktif bir şekilde çocuklara sunuyor. İleride Arkas çocuklara denizciliği, teknolojiyi öne çıkartarak sevdiriyor.
İzmir, tarih boyunca batılı fikirlerin bu coğrafyaya giriş noktası olmuş. Türkiye’nin en ileri ve yaratıcı beyinleri İzmir ve hinterlandından çıkıyor. Yakın zamanda televizyonda meleklerin cinsiyetinin tartışıldıgını düşünürsek, gelecek nesillerin bilimle yetişmesini sağlayacak böyle bir yatırımı yapmak “İlklerin şehri” İzmir’imize yakışmaz mı? Bunu yaparken yerel markaların da tanıtımını yapabiliyorsak ne mutlu bize…
One Reply to “İzmir Bilim Merkezi”