Öncü bir kurum: ESHOT

İzmir Öncülerin Şehri… Daha önce yapılmamışı yapmak için uğraşanların şehri. Kendi alanında ilklere imza atmak için çabalayan kurumların şehri. İzmir’in bu öncü kurumlarından biri ESHOT. Kurulduğu günden beri Türkiye’de sayısız ilke imza atmış özel bir kurum. ESHOT, ilk körüklü otobüsten, ilk sanal otobüse, Kentkart’dan, 90 dakika uygulamasına, akıllı duraklardan, engelli stratejik planına kadar bir çok ilki gerçekleştirip İzmir’in öncü ruhunu gururla yaşatıyor. Peki İzmir için ESHOT acaba başka neler yapabilir?

ESHOT, operasyonel anlamda belki de Türkiye’de görevini en iyi şekilde yerine getiren kurum. Ancak daha önce de yazdığımız gibi, şehrimize hizmet eden her kurumun bir görevi de, yaptıkları işe ek olarak İzmir kültürünü ve değerlerini yaşatıp güçlendirmek. Yani İzmirlilere olduğu kadar İzmir’e de hizmet vermek! İşte ESHOT’un gerçekten fark yaratabileceği alan bu! Nasıl mı? Dünyadan güzel örnekler verelim.

Londra denildiğinde zihnimizde canlanan görüntülerden ikisi, siyah taksiler ve kırmızı, iki katlı otobüsler. Bu, görsel bütünlüğün ve istikrarın, şehir kültürüne nasıl katkı yapabildiğini gösteriyor. İzmir’e dönersek, otobüslerimiz genelde kırmızı ve beyaz olmakla beraber bir görsel bütünlük arz etmiyor. Oysa metro ve İZBAN trenleri arasında bir görsel uyum sağlanabilmiş. Nasıl ki 7 katlı bir binanın her dairesinde farklı renk panjur olması görsel kirlilik yaratıyorsa, otobüslerimizin de tek tip grafik tasarıma sahip olmaması İzmir’in imajına zarar veriyor. Montreal şehri, öngörü ve planlama sayesinde bu sorunu kolayca aşmış. Yepyeni otobüsler de, 30 yıllık otobüsler de birbirlerine benzer grafik öğeler taşıyor. Otobüs tasarımına dahil edilmiş reklam alanları sayesinde boyama maliyeti düşürülmüş. ESHOT’un yaratacağı ‘İzmir’e yakışan’ tek tip tasarım ‘İzmir’de olduğumuz’ hissini güçlendirecektir.

ESHOT’un yapabileceği bir diğer katkı da otobüs durağı konusunda daha seçici olmak. Dünya genelinde otobüs durağı tasarımı, modern ve minimalist yöne doğru ilerliyor. Öte yandan bu tarz duraklar, İzmir’e ait olabilecekleri gibi, Moskova, Sydney veya Kayseri’de de olabilirler. Duraklarımız belki işlevsel. Ama, ‘İzmir’in karakterini’ yansıtamıyor, İzmir’e ait özel bir şey söyleyemiyor. İnsanlara, televizyonda gördüklerinde ‘A burası İzmir!’ dedirtebilir miyiz?

Bu konuda örnek alabileceğimiz şehir Detroit. Ekonomik olarak zor günler geçiren şehir, bir grup sanatçı ve mimar ile anlaşmış. Bu kişiler, yıkılan binalardan topladıkları parçaları bir araya getirerek, bir standardı olan, ancak hiçbiri birbirinin tıpatıp aynısı olmayan estetik otobüs durakları inşa etmişler. Bu duraklar öyle derme çatma yapılar değil. Tepelerindeki güneş panelleri sayesinde kendi enerjilerini üretebiliyorlar! İzmir’de benzer bir fikri neden uygulayamasın?

Detroit'te, yıkılmış evlerin hurdaları kullanılarak yaratılan otobüs durakları
Detroit’te, yıkılmış evlerin hurdaları kullanılarak yaratılan otobüs durakları

Son olarak durakları, otobüs beklerken boş vakit geçirilen yerlerden daha fazlası haline getirebiliriz. Bu konuda örneğimiz New York. Tunnel Vision isimli ücretsiz bir programı telefonunuza yüklüyorsunuz. Cebinizi, duraktaki haritanın üzerine getiriyorsunuz ve bir anda harita interaktif hale geliyor. Ekranınızda, bir sonraki aracın ne zaman geleceğinden tutun, bulunduğunuz mahallenin nüfus yapısına kadar bir çok bilgi beliriyor.

Bu fikrin daha da güzelini ESHOT ve Kent Müzesi ortaklaşa yaratabilir. Otobüs beklerken canınız sıkılırsa, telefonunuzu duraktaki haritanın üzerine getirirsiniz ve o semtin tarihi ile ilgili ilginç bilgilere ulaşabilirsiniz. Orada doğup büyümüş ünlüleri öğrenebilirsiniz. Böylece otobüs beklediğiniz durak, ölü bir alandan çıkıp, İzmir ruhunun yaşadığı bir mekana dönüşebilir.

ESHOT, İzmirlilere en iyi şekilde hizmet veren, öncü zihniyete sahip bir kurum. Hizmetleri sayesinde İzmir’in her noktasında iz bırakıyor. Gelecekte, İzmirlilere olduğu kadar İzmir’e de hizmet verebilirse, yaşadığı şehir hakkında bilgili, kentiyle ilgili ve İzmir’e sahip çıkan yeni jenerasyonlar yaratılmasını sağlayabilir, Türkiye’ye örnek olabilir!

4 Replies to “Öncü bir kurum: ESHOT”


  1. Sevgili Soydanbay; şehir içi ulaşım ile ilgili yazınız, modern şehircilik anlayışının güzelliklerini ileri düzeyde ifade etmiş güzel bir çalışma. İzmir aşığı bir İzmirli olarak, İzmir sahilinde yoğunlaşmış olan nüfusun deniz taşımacılığına yönlendirilmesinin (geçmiş yıllarda bir süre iskeleleri mevcut iken uygulanmış olan) Belediyelerce planlanlanarak ( kısa mesafelerde güvenli cep iskeleler kurarak ) Güzel bahçeden, Karşıyaka bostanlısına kadar en uygun deniz araçlarıyla sistemli bir plan dahilinde geliştirilmesine katkınız olabilirse Izmir’e ve İzmir’lilere en büyük faydanız olacağından kuşkunuz olmasın. Sevgilerimle

    Not: Şehir içi bisiklet kullanımını teşvik için böyle bir proje yapıldı.


    1. Teşekkür ederim. Ne yazık ki körfezin yeteri kadar kullanılmaması sadece şehir hatları vapurları için geçerli değil. İzmirliler ve İzmir’i yönetenler farkında olmadan körfeze bir çöl gözüyle bakıyorlar. Kafa yapımız değişmediği sürece getirilen yenilikler zamanla eski hallerine dönecektir.

      Bu konuda daha önceki bir makalemde paylaştığım gözlemlerimi ilginç bulabilirsiniz. Bahsettiğiniz konuya değiniyor. http://markavesehir.wordpress.com/2012/03/13/pasaport-dalgakiranin-varlik-sebebi/


  2. Sevgili Gunter, Izmir hk.guzel fikir ve onerilerin hosuma gidiyor.Bu ara insanlarda bir rahatsizlik var, sehirici trafiginin yeniden duzenlenmesi konusunda.Adeta sevgili baskanim Kocaogluna karsi isyan gibi….Dunku cumhuriyet gazetesinde Kocaoglu baskanim detayli bir aciklama yapmis ama bana gore yeterli degil. Toplumu anlamasi zor bir gurup olarak düsünerek ve belki farkli duyuru sistemleri ile anlatmak gerekirdi diye düsunuyorum.Baskanim Izmiri belli bir seviye uzerine tasimak istiyor ve yapiyor da, ama aciklama yetmiyor. Simdi sen guzel Izmirli bu trafik aciklamasi konusuna bir el at otobus renkleri ve dursklarinin yaninda….Metromuzda zaman zaman calan klasik muzik coook keyifli.Izmirden bilgiler, hslandan sevgiler


  3. Teşekkür ederim.

    Dünya genelinde, değişim yönetimi uzun süreden beri önemli bir meslek olarak algılanıyor. Kemeraltı için geçmişte yazdığım bir makalede değişim sürecinin 5 adımından bahsetmiştim. Aynı adımlar bahsi geçen taşımacılık projesine de uygulanabilirdi.

    Ne kadar iyi niyetli olursanız olun, verdiğiniz kararları ne kadar bilimsel verilere dayandırırsanız dayandırın, çıkış ve varış noktanız kitle iletişimi içermiyorsa bu tarz sorunlarla karşılaşmanız kaçınılmaz. İnşallah bu son olur diyelim.

    http://markavesehir.wordpress.com/2013/03/06/kemeraltini-kurtaracak-3-teori/

Leave a Reply

%d bloggers like this: