Hakkımda

En büyük tutkunuz nedir? Üzerinde saatlerce konuşabileceğiniz, gerçekleştirmek uğruna birçok fedakârlık yapacağınız tutkunuz?

Sizi bilemem ama benim iki büyük tutkum var: Birincisi marka bilimi, ikincisi de doğup büyüdüğüm şehrim, İzmir…

Ne mutlu ki, artık iki tutkumu bir arada tartışabileceğim bir platformum var. Mayıs 2010’dan beri İzmir Life’da “Markalaşmak ve Şehir” üzerine yazılarım yayınlanmakta. Blogumda okududuğunuz bütün yazılarım, aşağıdaki ilk yazım dahil, İzmir Life’ta yayınlanmıştır. Bana yazmayı unutmayın. İyi okumalar!

Ben kimim?

İlk olarak ben bir süredir yurtdışında yaşayan bir İzmir aşığıyım. Bu şehirde doğdum, bu şehirde büyüdüm ve birikimlerimle sevdiğim şehrime faydalı olmaya karar verdim.

İzmir kadar büyük başka bir tutkum da Marka Bilimi: Markalarla yatıyor, markalarla kalkıyorum. Açıkçası işime takıntı düzeyinde bağlıyım.

Ne iş yaparım?

Ben bir marka danışmanıyım. Ekmeğimi, müşterilerime markalarını yaratmak ve geliştirmek konularında yardım ederek kazanıyorum.

İyi de bundan size ne?

İşimi yapmayı, bilgilerimi paylaşmayı çok seviyorum ve bu köşe aracılığı ile de size öğrenip – bildiklerimi aktarmak istiyorum. Bu köşeden kazanacağınız bilgiler sayesinde şirketinizin değerini arttırabilir, iş hayatınızda daha başarılı olabilir aynı zamanda, şehrinizin geleceği konusunda bilgilendirilebilirsiniz.

İlla marka yaratmaya ihtiyacınız mı var?

Marka, sıklıkla kullanılan, ancak, ilginç bir şekilde, dünyanın hiçbir yerinde doğru – düzgün anlaşılmayan bir kavramdır. Çoğumuz için marka ya bir logodur, ya bir isimdir ya da bir üründür. Eğer bu yazıdan aklınızda iki şeyin kalması gerekiyorsa, birincisi “Marka bir kalite vaadidir.” Pazardan aldığınız sıradan muz ile Chiquita muz arasındaki fark iste bu kalite vaadidir. Tabii ki, başarılı markalar tüketicinin zihninde kaliteden daha derin anlam içerirler. Mesela, yurtdışında Türk Hava Yollarını gördüğümüz zaman ülkemizle gurur duyarız, Beymen gömlek giydiğimizde kendimizi daha bir şık hissederiz, TEMA’nin adını duyduğumuzda ise içimizde fedakârlık hissi uyanır. Bunun sebebi, insanoğlunun hayatta her şeye olduğu gibi, markalara da sembolik anlam yüklemesidir. Özetlemek gerekirse bir markanın bizim için taşıdığı duygusal anlam önemlidir, ancak her markanın özünde daima bir kalite vaadi yatar.

Madem markanın tanımına girdik, size müşterilerimle konuşurken karşılaştığım bir başka yanlış düşünceyi de aktarayım. Dünyanın her köşesinde markalaşmanın sadece çikolata, araba, deterjan, cep telefonu vb. ürünler için geçerli olduğu sanılır. Ancak günümüzde şirketler, hastaneler, sivil toplum kuruluşları, havalimanları, şehirler, kısacası rakibi olan her kurum ve kişi markalarına yatırım yapmak zorundadır. Çünkü markanıza yapacağınız yatırım şirketinize gelir, hastanenize yatırım, sivil toplum kuruluşunuza bağış, havalimanınıza yolcu ve devlet yatırımı, şehrinize de yatırımcı ve turist olarak geri döner. Bu yazıdan aklınızda kalması gereken ikinci bir husus da; 21. yüzyılda markalaşmanın hiçbir kuruluş veya kişinin göz ardı edemeyeceği bir zorunluluk olduğudur.

Şöyle düşünün: Bir şirketin markası, bir insanın itibarı gibidir. Burada kurumsal itibar ile markanın aynı şey olduğunu söylemiyorum ancak arada paralellik bulunduğunun altını çizmek istiyorum. Nasıl her insanin itibarı varsa, her firmanın da markası vardır. O yüzden kendinize boşu – boşuna “Neden marka yaratmakla uğraşayım ki…?” diye soramayın. Firmanız zaten hali hazırda bir markadır. Kendinize sormanız gereken asıl soru, “Markamın geleceğini ben mi belirleyeceğim yoksa, kaderimi rakiplerimin eline mi bırakacağım…?” İçimden bir ses, ilk şıkkı seçmeye daha yakın olduğunuzu söylüyor..

Bu köşede gelecek aydan itibaren çok keyifli ve önemli bulacağınız konulara değineceğiz. Ümit ediyorum ki, yazılarım aracılığı ile ufkunuzu genişletmenize yardımcı olabileceğim ve geleceğin markalarının İzmir’den çıkmasına katkıda bulunacağım.

İzmir şehrinin markalaşma sürecinden, firmanızın farklılaşmasına kadar birçok ilginç konuyu birlikte tartışacağız. Bu köşede sizlerden bir tek şey diliyorum: Bana soru sormaktan ve yazı konusunda istekte bulunmaktan çekinmeyin.

Köşemin mümkün olduğu kadar interaktif olmasını istiyorum. Gelin beraberce ufuk egzersizi yapalım ve bu tarihi coğrafyanın en başarılı markalarının İzmir’den doğmasını sağlayalım. Aynen asırlardır olduğu gibi…

One Reply to “”

Leave a Reply