Geçtiğimiz ay markanızın varlık sebebinin ne kadar önemli olduğundan ve geleceğin başarılı markalarının hepsinin birer varlık sebebi olacağından bahsetmiştik. Bu ay İzmir’den çıkan başarılı bir dünya markası olan terragusto’nun öyküsünü sizlerle paylaşacağım.*
Uzun yıllardır tekstil sektöründe olan Emirbayer ailesi uzun araştırmalar sonucunda zeytinyağı işine girmeye karar vermiş. Eren Emirbayer o sırada önlerinde iki seçenek olduğunu söylüyor. Ya kendi markalarını yaratacaklar ya da düşük fiyatla ucuz zeytinyağı satacaklar. En önemli katma değerin marka yaratmak olduğunu bilen Emirbayerler dünyaya kaliteli yağ ihraç edecekleri özel bir marka yaratmak için düğmeye basıyor. Eren Bey için zeytinyağı aslında bir metafor. Onun için zeytinyağı Akdeniz kültürünün, yaşam tarzının, kafa yapısının ve diyetinin bir simgesi. Kendisi ile yaptığım söyleşiden bir bölüm: “Benim markamı kullanan insanların, dünyanın neresinde olursa olsunlar, deniz kenarında bir dost masasında neşeli bir muhabbete daldıklarını düşünmelerini istiyorum.” Eren Bey’in Ege’ye olan tutkusu etkileyici… Kendisine markasının dünyada hangi konuda emsalsiz olabileceğini sorduğumda bana şu cevabı verdi: “Akdeniz diyetini dünya çapında ulaşılabilir kılma konusunda rakipsiz olmak istiyorum.” Yani Eren Bey aslında zeytinyağı satmıyor; insanlara mutlu ve sağlıklı bir yaşam sunuyor ve ekliyor: “Kullandığımız yağ kalitesinden, kurduğumuz tesise, fiyatlandırmadan ambalajımıza kadar bütün stratejik kararlarımızı alırken bunu kendimize pusula kabul ettik.”Böyle asil bir görevi üstlenen bir markanın gelecekte başarılı olmaması zaten çok zor. Hep tekrarlıyoruz: marka bir logo veya isim değildir; tüketiciye verdiğiniz bir vaattir. Kaliteli zeytinyağı dünyaya erişilebilir kılmak çok güçlü bir vaat.
Bir sonraki aşamada bu vaadi yansıtacak bir isim bulmak olmuş. İsim bulmak aslında basit görünmesine rağmen marka yaratmanın en zor aşamasıdır. Genelde markaya isim bulmanın bir bebeğe veya evcil hayvana isim vermekten çok farkı olmadığı düşünülür. Bu çok büyük bir yanılsamadır. İsim bulurken 3 temel kritere bakmak gerekir: kolay telaffuz edilip akılda kalıyor mu? Markanın vaadini anlatıyor mu? Tescil edilebiliyor mu? Bulacağınız isimlerin %95′inin tescil edilemeyeceğini düşünürseniz sürecin ne kadar zor olduğunu anlarsınız. Eren Bey’de aynı fikirde: “En meşakkatli ve uzun süreç isim bulma oldu. 200′den fazla isim değerlendirdik, birçok ismi tescil etmeye çalıştık. Bizim için isim tescili çok zor oldu, çünkü markamız dünyanın dört bir yanında satılacak. Bu yüzden her isim için birçok ülkede benzer isimde marka olup olmadığına baktık. Ayrıca markanın yaratıldığı ülke Türkiye olduğu için iç pazara girmememize rağmen önce Türkiye’de markayı tescil ettirmek zorunda kaldık. İsmi bulup başvurumuzu yaptıktan sonra rakiplerimizin itiraz süresi bulunuyor. Bu yüzden tescil sürecimiz neredeyse 7 ay sürdü.” terragusto ismi tescil edildikten sonra sıra logo, etiket ve görsel kimliğin oluşturulmasına gelmiş. Kaliteden ödün vermeyen Eren Bey marka yurtdışında satılacağı için küresel bir tasarımcı ile çalışmaya karar vermiş. Görsel kimlik tasarımında yaratıcılık çok önemlidir. Ancak tek başına yaratıcılık yetmez. Müşterilerime her zaman söylediğim bir söz vardır: “Strateji olmadan tasarım dekorasyondan ibarettir.” Marka yaratırken dekoratif değil, stratejik düşünmek gerekir. Mesela raftaki bir ürünün ambalajının rengi tüketicinin satın alma kararının %60′ına kadarını etkileyebilir. Bu yüzden görsel kimlik tasarımı son derece metodolojik olarak ele alınmalı.
“En önemli görsel kararımız renk seçimi oldu. Daha sonra 2012′de yılın rengi olacak olan “tango portakal” rengini seçtik. Etiket tasarımı sırasında defalarca prototip çalışması yaptık.”diyor.
Eren Bey’in en ufak detayda bile kaliteye verdiği önem, Akdeniz diyetini erişilebilir kılma arzusuyla birleşince ortaya gurur verici bir ürün çıkmış. İzmir’de henüz 6 ay önce yaratılan bir marka şu anda Kanada, Orta Doğu ve Çin marketlerinin raflarında. Eren Bey zamanla terragusto’ya kardeş de geleceğini söylüyor. Varlık sebebi Akdeniz kültürünü yaymak olan bir marka İzmir’den çıkıyor ve birçok ülkede tüketiliyor. İzmir iş dünyasının kurtuluş reçetesi Eren Bey gibi girişimcilerde ve terragusto gibi küresel markalarda. Önümüzdeki aylarda başarılı başka İzmirli markaların da öykülerini sizlerle paylaşacağım.
*terragusto’nun yaratılış sürecinde aktif şekilde rol aldım.
One Reply to “Erişilebilir Akdenizli… terragusto”